aşikar — aşikâr belli; açık; apaçık; meydanda olan … Hukuk Sözlüğü
aşikâr — sf., Far. āşikār Açık, apaçık, belli, meydanda olan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aşikâr etmek aşikâr olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
âşikâr — (F.) [ رﺎﮑﺵﺁ ] açık, belli, aşikâr. ♦ âşikâr etmek ortaya çıkarmak, belli etmek. ♦ âşikâr olmak ortaya çıkmak, belli olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
aşikâr etmek — belli etmek, ortaya çıkarmak, belirginleştirmek Gizlesem de aşikâr etsem de canımsın benim. Şeyh Galip … Çağatay Osmanlı Sözlük
AŞİKÂR(E) — f. Belli, meydanda, açık. Bedihi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aşikâr olmak — belli olmak, ortaya çıkmak, belirginleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALEN — Aşikâr, apaçık, meydanda olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEDİHÎ — Aşikâr, belli ve açık olma. * Ansızın zuhur eden. * Delil ve isbata muhtaç olmayacak derecede açıklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEVAH — Aşikâr, meydanda, belli. Herkesin gözleri önünde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYYİN(E) — Aşikâr. Açıklanmış. Gün gibi vâzih delil. * Müteaddit noktaları beyan eden ve açıklayan.* Şâhid. İsbat vasıtası. Kavi bürhan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük